27 Mayıs 2023 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen bir yolsuzluk soruşturması çerçevesinde tutuklanan İstanbul Çevre Yönetimi Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Gökmen Togay, etkin pişmanlık yasasından yararlanarak serbest bırakıldı. Togay'ın tutuklanması, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gerçekleştirilen bir dizi soruşturmayı takip eden tutuklamaların ardından gerçekleşti.
Bu kapsamda, Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda üst düzey İBB yöneticisi, suç örgütü yöneticiliği, suç örgütüne üye olma, irtikap, rüşvet, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve ihaleye fesat karıştırma gibi ağır suçlamalarla tutuklandı. Soruşturma, İBB’nin faaliyetleri ve yönetim şekli üzerine derinlemesine bir inceleme yapılmasına neden oldu.
Ziya Gökmen Togay’ın tutuklanması, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. İBB’ye bağlı olarak çalışan bir şirketin yönetim kurulu başkanının bu suçlamalardan ötürü tutuklanması, yerel yönetimlerdeki yolsuzlukların boyutunu gözler önüne serdi. Togay, etkin pişmanlık yasasından faydalanarak yeni beyanlarda bulundu ve bu beyanların ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Etkin pişmanlık yasası, Türkiye'deki ceza adalet sisteminde, yolsuzluk veya organize suçlara karışmış sanıklara, işledikleri suçları itiraf etmeleri ve suçlamalara yardımcı olmaları durumunda, ceza indirimi veya serbest bırakılma imkânı sunmaktadır.
Serbest bırakılma kararı, Ziya Gökmen Togay’ın avukatları tarafından yapılan başvurunun ardından alındı. Böylece, yolsuzluk soruşturmasında yeni bir aşamaya geçilmiş oldu. Togay’ın ifadesinin, soruşturmanın seyrini nasıl etkileyeceği merak konusu. Kamuoyunda, Togay’ın beyanlarının diğer tutuklu yöneticilerin durumunu da etkileyip etkilemeyeceği, önümüzdeki süreçte netlik kazanacak.
Öte yandan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bu geniş kapsamlı soruşturmanın, İstanbul’daki yerel yönetimlerdeki diğer yolsuzlukları ve usulsüzlükleri de gün yüzüne çıkaracağı öngörülüyor. İBB'ye yönelik bu türden soruşturmaların, yerel yönetimlerde şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından önemli bir dönüm noktası olabileceği ifade ediliyor.
Gerçekleştirilen soruşturma, İstanbul Belediyesi ve bağlı şirketlerdeki yönetim biçimlerini sorgularken, aynı zamanda halkın bu tür yolsuzluklara karşı duyarlılığını da artırmaktadır. Yavaş yavaş derinleşen bu mesele, İBB’nin itibarını zedelerken, gelecekte yapılacak olan ihalelerin ve yönetim süreçlerinin de daha dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.
