Dilovası’nda 7 İşçinin Hayatını Kaybettiği Parfüm Fabrikasının Ruhsatı Tartışma Yarattı
Dilovası’nda 7 işçinin yaşamını yitirdiği parfüm ve kozmetik üretim tesisi ile ilgili çarpıcı bir belgeye ulaşıldı. Bu tesisin, 02 Eylül 2020 tarihinde Dilovası Belediyesi tarafından “Gayrisıhhi Müessese 3. Sınıf – Kozmetik Ürün İmalatı” ruhsatı ile faaliyet gösterdiği belirlendi. “3. Sınıf” ruhsat kategorisi, yanıcı ve patlayıcı kimyasalların üretimini gerçekleştiren tesislerin yer aldığı en yüksek risk grubunu temsil etmekte.
Böylece, ruhsat belgesinin içerisinde dönemin belediye başkanının imzası yer aldığı görüldü. 7 işçinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan facianın ardından, kamuoyu gözlerini ruhsatlandırma sürecine çevirdi. Bu olay, denetim süreçlerine dair ciddi bir tartışma başlattı.
Soruların ardı arkası kesilmiyor. Özellikle de tehlikeli bir sınıfta bulunan bu tesisin ruhsatlandırılması sürecinin nasıl gerçekleştiği sorgulanmakta. İşte kamuoyunda merak edilen bazı başlıca sorular:
- Tehlikeli sınıftaki bu tesis için hangi denetim raporları dikkate alındı?
- Kimyasal üretim yapan işletme için kapsamlı bir risk analizi yapıldı mı?
- Bina ve tesisatların yangın yönetmeliğine uygunluğu kontrol edildi mi?
- Ruhsat verildikten sonra tesis düzenli denetimlerden geçti mi? Eğer geçmediyse, bunun gerekçesi ne oldu?
Olayla ilgili başlatılan soruşturmanın genişletilmesi ve ruhsat belgesinin ortaya çıkması, "idari ihmal" konusunu da yeniden gündeme getirdi. Nitekim, bu tür belgelerin hangi denetimlerin ardından verildiği ve güvenlik standartlarının nasıl göz ardı edildiği hakkında kamuoyunda ciddi bir merak oluştu.
Facianın ardından, çok sayıda soru cevapsız kalırken, gerekli incelemelerin derinlemesine yapılması talep edilmektedir. Özellikle, benzer tesislerin denetim süreçlerinin nasıl yürütüldüğü ve hangi standartlara uyduğu konusunda şeffaflık bekleniyor. Tesisin bulunduğu bölgenin yerleşim alanının ortasında olduğu, çevresel ve toplumsal risklerin dikkatle değerlendirilmesi gerektiği bir başka önemli husus.
Olay, sadece kaza olgusunun ötesinde, endüstriyel güvenlik kurallarının uygulanması ve kamu sağlığının korunması açısından da önemli bir sınav niteliği taşıyor. Sürecin ilerleyen günlerde nasıl şekilleneceği ve yetkili mercilerin bu konuda ne tür adımlar atacağı merakla bekleniyor. Kamuoyu, özellikle bu denetim zincirinin tüm yönleriyle açığa çıkarılmasını talep ediyor ve bir daha benzer olayların yaşanmaması adına gereken tüm önlemlerin alınmasını umuyor.













