DÝSK Genel-Ýş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, yaptığı açıklamada grev hakkının önemine dikkat çekerek, "Grev hakkı işçinin en güçlü silahıdır, erteleme kabul edilemez" ifadelerini kullandı. Bu sözler, artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında işçilerin direnişi ve mücadelesinin yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda demokratik bir mücadele olduğunun altını çizdi.
Çalışkan, toplu iş sözleşmeleri konusundaki ertelemelerin sendikaların mücadelesine büyük zarar verdiğini belirtti. Toplu iş sözleşmelerinin yalnızca bir pazarlık süreci olmadığı, işçilerin yaşam standartlarını doğrudan etkileyen kritik bir aşama olduğu vurgusunu yaptı. Çalışkan, "Genel-İş Sendikası olarak bizler, çalışanların ve üyelerimizin haklarını korumak adına emek mücadelesi veriyoruz. Bu mücadele demokrasi mücadelesinden ayrılmaz." dedi.
Yükselen enflasyon ve hayat pahalılığına dikkat çeken Çalışkan, bu durumun imzalanan sözleşmelerin çok kısa bir sürede geçerliliğini yitirmesine neden olduğunu belirtti. "Çalıştığımız halde yoksullaştığımız bu dönemin artık sona ermesini istiyoruz" diyerek işçi sınıfının taleplerini dile getirdi.
Grev hakkının anayasal bir hak olduğunu ifade eden Çalışkan, "Grev, işçinin hakkını almak için elindeki en güçlü silahtır. Toplu sözleşmelerde bir uzlaşma sağlanamazsa, grev anayasal bir haktır ve kullanılmalıdır. Ancak grev ertelemesi, işçinin hak alma mücadelesine karşı kullanılan bir baskı aracıdır. Bu nedenle grev ertelemelerini kabul etmiyoruz." dedi. DİSK'e bağlı birçok sendikanın, yasaklara rağmen mücadelesine devam ettiğini de sözlerine ekledi.
Çalışkan, örgütlü oldukları belediyelerde muhalif yönetimlerin siyasi ve ekonomik baskılara tabi tutulduğunu belirtti. Ancak bu baskıların, üyelerinin haklarını talep etme önünde bir engel oluşturmadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Belediyelerin şartlarını zorlayarak, eşit işe eşit ücret ilkesini hayata geçirmek için mücadele ediyoruz. İzmir'de olduğu gibi gerektiğinde yedi gün süren grevlerle haklarımızı alıyoruz."
Son olarak, sendikal mücadelenin sadece ücret artışı ile sınırlı kalmadığının altını çizen Çalışkan, bunun aynı zamanda demokratik hakların korunması anlamına geldiğini ifade etti. "Biz hem emek hem demokrasi mücadelesi veriyoruz. Çalışanların insanca yaşayabileceği bir ücret ve demokratik hakların birlikte var olduğu bir Türkiye istiyoruz. Bu yüzden masada da sahada da mücadelemiz sürecek." sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Açıklamalarında öne çıkan bazı mesajlar şöyle sıralandı: "Toplu sözleşmeler hızla anlamını yitiriyor. Grev hakkı işçinin en güçlü silahıdır, erteleme kabul edilemez. Belediyelere baskılar var ama hak mücadelesi devam ediyor. Emek ve demokrasi mücadelesi bir bütündür."
